Henri le Châtelier
Tecrübi İlimlerde Metoda Dair
(De la Méthode dans les Sciences Expérimentales)
Çev. Avni Yakalıoğlu
Maarif Vekaleti Fransız Bilim Eserleri Serisi 4
İstanbul, Maarif Basımevi 1955
|
|
İÇİNDEKİLER
Önsöz (Prof. İlhami Cıvaoğlu) |
|
|
|
Giriş |
3 |
Bölüm I - İlmin Tarifi |
11 |
Bölüm II - Genel Prensipler |
22 |
Bölüm III - Olguların Müşahedesi |
35 |
Bölüm IV - Keşiflerin Mekanizması |
46 |
Bölüm V - Tecrübi (Denel) Ölçmeler |
64 |
Bölüm VI - Gözlem ve Ölçü Aletleri |
77 |
Bölüm VII - Hatalar |
92 |
Bölüm VIII - Muhakeme |
113 |
Bölüm IX - Kanunlar |
128 |
Bölüm X - İlmin Endüstriel Menşei |
140 |
Bölüm XI - İlmin Endüstri Üzerine Tesiri |
153 |
Bölüm XII - İlmin Fabrikaya Sokulması |
165 |
Bölüm XIII - Keşifler ve İcatlar |
179 |
Bölüm XIV - Müsbet İlimlerin Öğretimi |
193 |
Bölüm XV - Teknik öğretim |
206 |
Bölüm XVI - Taylor Sistemi |
222 |
Bölüm XVII - Netice: Fransız ilminin üstünlüğü - Fransız endüstrisinin aşa[ğı]lığı |
234 |
.. Hakikatte salt ilim ile tatbiki ilim arasındaki fark sunidir. Bir bilgin bir keşif yaptığı vakit, o keşfin tatbikat alanına girip girmeyeceği çok defa kestirilemez. Berthelot asetileni keşfettiği ve bin zorlukla birkaç santimetreküp asetilen elde etmeğe muvaffak olduğu vakit bu gazın elli yıl sonra binlerce metreküp elde edileceğini ve mühim bir endüstriyi besleyeceğini aklına bile getiremezdi. Aynı surette Lord Rayleigh azotun yoğunluğundaki aykırılıkları inceler ve bu olgunun sebebini araştırmakta kendisine yardımda bulunmasını Ramsay'den isterken, bu münasebetle keşfedilmiş olan hava içindeki nadir gazların günün birinde kullanılacağı; helyumla balonların şişireleceği, argon ve ksenonla akkor lambaların doldurulacağı, neon ile tenvirat [aydınlatma] yapılacağı kimsenin aklına gelmezdi.
Bilimin bu iki şekli arasındaki fark sadece onları inceleyen bilginlerin görüş noktaları arasındaki farktan ileri gelmektedir. Bir kısmı hiçbir menfaat gözetmeden bilgilerimizi arttırmak kaygısını güderler, ötekiler ise endüstriyel neticeler uğrunda çalışırlar. Aynı meseleler bu kaygılardan birinin yahut ötekinin ilhamı altında ele alınabilir. Mesela termodinamikte böyle olmuştu: bu bilimin kurucusu Sadi Carnot, her şeyden evvel İngiliz ticari rekabetine karşı savaşı kolaylaştırmak için mekanizmalarımızın gücünü arttırmak istiyordu; onu takip eden Clausius ise yalnız mücerret bilim kaygısı güdüyordu. (s.4)
|